kitapbuch.blogspot.com.tr https://kitapbuch.blogspot.com.tr: KİTAP YORUMU-33:"Semerkant"
SON 5 KİTAP YORUMU: "Memleket Hikayeleri"..."Semerkant"....."Kendine Bir İyilik Yap"..... "Kablolardaki Hayalet"... "Kazaklar"... KİTAPBUCH... /// "Bir şeyler okumak için"......"etwas zum lesen"......."to read something" KİTAPBUCH ///

25 Haziran 2018 Pazartesi

KİTAP YORUMU-33:"Semerkant"





SEMERKANT 

   Özgün  Adı:  Samarcande

   Yazarı        : Amin MAALOUF 

   Çeviren        : Ali BERKTAY

   Yayınevi    : Yapı Kredi Yayınları

   Basım        : 76. Baskı, 2015 (İlk Yayın, 1988) / 318 Sayfa 

   Türü          : Roman 

   Kategori    : Ortaöğretim / Yetişkin


                                                                    Kitabın Yorumu


  
“Semerkant”; bir çok prestijli edebiyat ödülü sahibi, eserlerinde Akdeniz kültürünü inceleyen Lübnanlı gazeteci, yazar Amin Maalouf’un (1949 Lübnan doğumlu, 1976’dan bu yana Paris’te), “Ömer Hayyam’ın yaşadığı zamanı, kültürü ve coğrafyayı anlattığı” ünlü romanıdır. 

       
Romanın üç kelimeyle özeti; “Hayyam, Entrika, Doğu”, üç kelimeyle yorumu ise; “Ustaca, Oryantalist, Karmaşık.” 

       
        Roman, tarihin iki farklı zaman diliminde dolaşarak, “Ömer Hayyam’ı ve Rubaileri'nin hikâyesini” konu edinir.


Kitap; büyük bölümünde, 12. yüzyılda Semerkant civarında yaşananları (savaşlar, entrikalar, güç mücadelesi, toplum hayatı) Ömer Hayyam’ın gözüyle anlatırken, üçte birlik kısmında aynı coğrafyaya (İran’a) bundan 700 yıl sonra yapılan bir seyahati konu edinir. Bu seyahat; Ömer Hayyam’ın ünlü “Rubailer” adlı eserinin izini süren bir Amerikan vatandaşının (Bünyamin O.Lassage), 1912’de Titanic’in batışıyla son bulan İran serüvenidir.


Roman, birbirinden anlam kopukluğu hissedilmeyen dörder – beşer sayfalık 48 bölümden oluşmaktadır. Anlatılanlar tarihi olaylardır. 


Kitap; sarayda ve hayatın her alanında hüküm süren entrikaları, bozkırın sert kurallarını ve insanların bu hayata uyum sağlama gayretlerini detaylı tasvir etmektedir. Dönemin geri kalmışlığı ve bilimden uzaklığı vurgulanarak, bu olumsuzlukların karanlığında gökte parlayan tek yıldız olarak, Ömer Hayyam parlatılmıştır.


Kitabın 12. yüzyıldaki olay örgüsüne tarihi kişilikler de dâhil edilmiş ve Ömer Hayyam, Hasan Sabbah, Nizamülmülk, Melikşah, Alparslan romanda buluşturulmuş, yine Alamut Kalesi gibi figürler detaylı anlatılmış, Semerkant şehir yaşantısının ve çöl hayatının tasvirlerine de yer verilmiştir.


Kitapta bazen roman kurgusunun dışına çıkılarak, bir olayı vakanüvislerin nasıl kaydettikleri bilgisine girilmekte, bazen de yazarın tarihi bir olaya getirdiği yoruma yer verilmektedir. Bu nedenle kitapta ağırlıklı olarak “tarihi roman” havası hissedilmektedir. Romandaki seyahatle ilgili anlatımlar “Evliya Çelebi”nin tarzını, sarayda yaşananlar ise “Binbir Gece Masalları”nın hayallerini anımsatmaktadır.


Yazarın doğu kültürüne yaklaşımındaki objektifliği değerlendirmek bizim için zor olsa da; romanda, yer yer oryantalist bir mantığın hüküm sürdüğünü söylemek mümkündür. Yine kitapta; -doğruluğu veya yanlışlığı bir yana- az bilgiden yola çıkarak yapılan genellemelere rastlamak da okur için sürpriz olmamalıdır. 


Romanın; dili sade, ilk üç bölümdeki anlatımı ise harikadır. Girişteki güçlü anlatım nedeniyle ilk kez okuduğum MAALOUF'tan etkilendiğimi, tasvirlerin canlılığına şaşırdığımı belirtmeliyim. Bu yönüyle ilk üç bölüm, Tolstoy’un ustalık öncesi son eseri diyebileceğimiz Kazaklar’daki güçlü tasvirleri hatırlatıyor. Bu bölümleri düşünmeden veya hayal etmeden hızlıca okumak yerine, yavaş yavaş okumak daha faydalı ve anlamlı olabilir. Sonraki bölümlerde ise maalesef, romandaki akıcılık azalıyor, tekrarlar artıyor, konu bütünlüğü muhafaza edilemiyor ve anlatımın ritmi kaçıyor. Son bölümlere doğru roman yine ilgi çekici bir hale geliyor ve etkileyici şekilde de bitiyor.  


Kitabı bitirince okur şu iki şeyi düşünebilir. İlki; “İran geçmişte olduğu gibi, bugün de ilginç bir coğrafya, bu yönüyle okunmayı ve ilgilenilmeyi hak ediyor.” İkincisi; “Amin Maalouf’ da ilginç bir yazar ve bir romanını daha okuyabilirim.” 


Sonuç olarak, “Semerkant”; doğu üzerine kafa yormak, batılıların yaklaşımını düşünmek veya Orta Asya kültürü hakkında fikir sahibi olmak için iyi bir romandır.




                                                           
alıntı



                                                                    Kitaptan Alıntılar


* “Zamanın iki yüzü var, dedi kendi kendine Hayyam, iki boyutu. Uzunluğunu güneşin seyri belirliyor, kalınlığını ise tutkular.” (Sayfa 39)



* “Bir imparatorluk ne kadar geniş, ne kadar kalabalık, ne kadar bolluk bereketlik içinde olursa olsun, hep adam kıtlığı çeker!” (Sayfa 81)



* “Gözlerinde tüm doğunun çilesini okumak mümkündü.” (Sayfa 206)




             
* Değerlendirmem *





* Dış Değerlendirmeler *


               - 1000 kitap’ ta değerlendirme notu;   8.6 /10   (1849 okur)

               - Goodread’deki değerlendirme notu;   4.2 / 5   (15.912 okur)

                                                                                   

                                                                      😊İyi okumalar.😊


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Viator
kitapbuch.blogspot.com.tr