KAZAKLAR
Özgün Adı : Казаки
Yazarı
: Lev
Nikoloviç Tolstoy (1828-1910)
Yayınevi
: Bordo
Siyah Yayınları
Basım
: 1. Baskı, 2002 (İlk Yayın, 1863) / 320 Sayfa
Türü
: Roman
(Klasik)
Kategori
: Ortaöğretim
/ Yetişkin
Kitabın Yorumu
Dünyanın
en çok okunan ikinci yazarı Lev Nikoloviç Tolstoy’un önemli romanı olan “Kazaklar”; Moskova’dan Kafkasya’ya görevlendirilen bir subayın (Olenin)
yaşadıklarını, Terek Kazakları’nın yaşam tarzını, Çeçenlerin savaşçılıklarını, ölümü,
aşkı, cesareti ve doğayı anlatır.
Romanın
bizce üç kelimeyle özeti; “Kazaklar,
Kültür, Moskova (Oterite)”, üç kelimeyle yorumu
ise; “Sade, Kararında, Harika”
Romanın olay örgüsü
genel hatlarıyla;
- Roman kahramanı Olenin’in Moskova’da
yaşadığı renkli sosyal hayatın tasviri,
- Manevi tatmin bulamadığı Moskova’dan tayinini isteyerek savaşmak
üzere Kafkasya’ya gelmesi,
-
Kafkasya coğrafyasının büyüleyen güzelliklerinin yine büyüleyici bir ustalıkla tasviri,
- Olenin’in
birliğinin yerleştiği Kazak köyündeki gözlemleri, Kazakların kaba
fakat coşkulu, sade fakat özgür yaşam tarzına imrenmesi,
- Çeçen
ve Kazakların askeri mücadelelerinin, insanların ölüm ve yaşam karşısındaki
şaşkınlık uyandıran soğukkanlılıklarının irdelenmesi, güç ve menfaat
ilişkilerinin anlatılması,
- Köyde
Mariyana adlı bir kıza âşık olması, meslekten ayrılarak
köye yerleşme düşüncelerine kapılması, şeklinde kurgulanmıştır.
- Nihayetinde (son 3-5 sayfa da); aniden gelen
bir talimatla birliğin köyden ayrılması karşısında, birliğiyle gitme kararı
alan Olenin’in de köyü terk etmesiyle, sürpriz bir bitiş gerçekleşmektedir.
Tolstoy’un, romanın kurgusunu; subay olarak görev yaptığı 1884
Kırım savaşından esinlenerek oluşturduğu söylenmektedir. Romandaki askerlik
yaşantısıyla ilgili gerçekçi anlatımlar ve doğayla ilgili canlı tasvirler düşünüldüğünde, bu yaklaşımın isabetli olduğunu kabul edebiliriz.
Romanın en dokunaklı, en akılda kalıcı yeri, bana göre; en son sayfada kısacık anlatılan Olenin’in köyden ayrılış sahnesidir. Bu sahnede, Moskova’daki medeni hayatını terk etmeyi düşünecek kadar köylüleri seven Olenin’e karşı; Kazakların kayıtsız davranması, onun gidişinden hiç etkilenmemeleri ve Mariyana dâhil eski dostlarının sanki hiçbir şey yaşanmamış gibi hayatlarına beklemeksizin devam etmeleri birkaç cümleyle ustalıkla anlatılmış. Hatta romanın bu şekilde aniden bitirilmesi, döneminin bazı eleştirmenlerinin hedefi olmuş ve Tolstoy’un “Kazaklar”ı ustalıkla sonlandıramadığı yorumları yapılmıştır. Buna katılmadığımızı ifade ediyoruz.
Romanın en dokunaklı, en akılda kalıcı yeri, bana göre; en son sayfada kısacık anlatılan Olenin’in köyden ayrılış sahnesidir. Bu sahnede, Moskova’daki medeni hayatını terk etmeyi düşünecek kadar köylüleri seven Olenin’e karşı; Kazakların kayıtsız davranması, onun gidişinden hiç etkilenmemeleri ve Mariyana dâhil eski dostlarının sanki hiçbir şey yaşanmamış gibi hayatlarına beklemeksizin devam etmeleri birkaç cümleyle ustalıkla anlatılmış. Hatta romanın bu şekilde aniden bitirilmesi, döneminin bazı eleştirmenlerinin hedefi olmuş ve Tolstoy’un “Kazaklar”ı ustalıkla sonlandıramadığı yorumları yapılmıştır. Buna katılmadığımızı ifade ediyoruz.
Romanın
ana düşüncesini de; her şeyin bir
anda bitiverdiği, hayallerin gerçekler karşısında bir balon gibi söndüğü “Köyden
ayrılış tablosundan” çıkartıyoruz. Bunu da; “Hayat şartları dayatmıyorsa; farklı
kültürlere ait insanların birlikte yaşamasının kolay olmadığı, sadece duygu
birlikteliğinin yetmediği, düşüncede uyumun yakalanması için konuşup anlaşmanın
şart olduğu” şeklinde ifade edebiliriz.
Romanın
dili sade, cümleleri kısa, anlatımı harikadır. Bu romana Tolstoy’un ustalık
öncesi son eseri veya ustalığının ilk eseri denebilir. Zira yazar “Savaş ve
Barış”ı aynı yıl yazmaya başlamış, “Anna Karenina”yı ise henüz kaleme almamıştır.
Roman
bize göre ne uzun, ne de kısa, yani kararında bir romandır. Yazarın en güzel
romanı olmasa da, “roman türü” denince anlaşılması gereken bir örnek metin ve okura "zamanını doğru değerlendirdiği hissini veren" keyifli bir kitaptır.
Sonuç
olarak, Kazaklar'ı; hiç Tolstoy okumamışlar için taze bir başlangıç kitabı olarak tavsiye ederken, yazarın bu romanını sırada bekletenlere de önceliklendirmelerini önerebiliriz.
Kitaptan Alıntılar
Kitaptan Alıntılar
* “Sonra yalnız kendisinden
söz etmeye başladı, söylediklerinin başkalarını kendisi kadar
ilgilendirmediğini fark etmiyordu bile.
İnsan, ruhunun derinliğinden kopup gelen coşkuyu
yaşadığı anlarda, her zamankinden daha bencil olur. Böyle anlarında dünyada
kendisinden daha ilgi çekici, daha güzel hiçbir şey olamazmış gibi bir duygu
içindedir.”
* “ ‘Belki
de Kafkasya’dan sağ salim dönmem nasip değil...’ diye düşündü. Bu düşünceyle
arkadaşlarını, kim olduğunu bilmediği birini daha seviyormuş gibi bir duyguya
kapıldı. Kendisine de acıyordu. Fakat ruhunu böyle dalgalandıran, duygularını
anlamsız birtakım sözleri dudaklarından kendi kendine dökülüyormuş gibi
söyleyecek derecede yumuşatan şey, ne arkadaşlarına karşı olan sevgisiydi ne de
herhangi bir kadına karşı duyduğu aşk; çünkü henüz hiç âşık olmamıştı.
Onu böyle ağlamaya, aralarında hiçbir bağ
bulunmayan birtakım saçma sözler söylemeye sürükleyen şey, kendine karşı
duyduğu umut dolu sıcak bir sevgiydi. Ruhunda iyi olan her şeye karşı birden
masum bir sevgi uyanmıştı. O anda sanki ruhunda yalnız iyi duygular varmış gibi
geliyordu.”
* “İnsan uzun bir yolculuğa
çıktığı zaman, ilk iki, üç istasyona kadar hayalinde hep ayrıldığı yerle meşgul
olur; sonradan, birdenbire, yolda geçirilen bir gecenin sabahında, düşünceleri
gideceği yere doğru yönelir, artık o konuda hayaller kurmaya başlar. Olenin’de
de öyle oldu.”
* Değerlendirmem *
* Dış Değerlendirmeler *
- 1000 kitap’ ta değerlendirme notu; 8.0
/10 (132 okur).
- Goodread’deki değerlendirme notu; 3.79 /
5 (5.118 okur)
😊 İyi
okumalar. 😊
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder