KUYUCAKLI YUSUF
Yazarı
: Sabahattin
Ali
Yayınevi
: Yapı Kredi Yayınları
Basım
: 60. Baskı (1. Baskı 1937) / 222 Sayfa
Türü
: Roman
Kategori : Ortaöğretim / Yetişkin
Kitabın Yorumu
1930’lu
yılların kabiliyetli yazar ve yayımcısı Sabahattin ALİ’nin “Kuyucaklı Yusuf” romanı,
dramatik hikâyesiyle öne çıkan bir eser.
Bizce, romanın üç kelimeyle özeti; “Garibanlık,
Metanet, Taşra”, üç kelimeyle yorumu
ise; “Dramatik, Akıcı, Vasat.”
Şair
ve yazar Ahmet OKTAY’ın kitap arkasına ilave edilen altı sayfalık kapsamlı değerlendirmesinin
başlığı, bu romanın kısa ve güzel bir özetini veriyor: “Bir Yetimin Romanı”.
Evet, aslında roman; Aydın’ın Nazilli Kasabası’nın bir köyü olan Kuyucak’ta
anne ve babası katledilen Yusuf’un hikâyesini konu ediniyor. Bu hikâye; 1903 senesinde yaşanan katil olayının
ardından köye giderek dehşetli tabloya şahit olan Kaza Kaymakamı’nın, Yusuf’u
evlatlık edinmesiyle başlıyor ve başka bir silahlı olayla, bu defa da Yusuf’un birçok
kişiyi yaralaması ve öldürmesi olayıyla son buluyor.
Kitabın
dili anlaşılır, anlatımı iyi seviyededir. Yine de, romanda; yazarın diğer eserleri
(örneğin “Kürk Mantolu Madonna” veya “Canım
Aliye Ruhum Filiz”) gibi güçlü bir anlatım göremiyoruz. Bazı
tasvirlerde gereksiz detaylar, bazen de dolambaçlı anlatımlar sıkça karşımıza
çıkıyor. Bizce bunun nedeni, eserin yazarın ilk romanı olması.
Romanın
gücü, kurgusunun sağlamlığından,
kurgusunun sağlamlığı ise yaşanan olayların gerçek olmasından kaynaklanıyor.
Yazar’ın, Aydın Cezaevinde tutukluyken Kuyucaklı Yusuf’la tanıştığı (http://alsahblog.blogcu.com) ve sonradan bu gerçek
hikâyeyi romanlaştırdığı anlaşılıyor.
Romanın
Türk romancılığında, toplumsal gerçeklik adına öncü bir rol üstlendiği
yorumları da var. Bu isabetli bir yorum olabilir, çünkü roman; taşradaki güç
mücadelesini, zenginin yoksulu ezmesini, toplumsal çürümüşlükleri, hayatın
gerçeklerini, insanların çaresizliğini, çıplak ve etkileyici olarak anlatıyor. Bu yönüyle,
kitabı sadece “Bir Yetimin Romanı” olarak değil, aynı zamanda “Bir Dönemin
Sefaleti” olarak da okumak mümkün, hatta bizce daha da faydalı.
Okur, kitabı
bitirip kapapını kapatınca; hikayenin etkisine kapılarak; “Yusuf’un mert ve delikanlı
şahsiyetinin çaresizlikler ve çirkeflikler karşısında verdiği zor sınavın doğru
cevabı ne olmalıydı?” diye soruyor ve böylece kendisini, “romanın asıl işaret
ettiği toplumsal sorunları düşünmekten kurtararak”😉 karamsar bir hikâyenin
ardından bir nebze olsun rahatlıyor.
Sonuç
olarak; Sabahattin Ali’nin ilk romanı olan, ancak ustalık eseri olmayan “Kuyucaklı
Yusuf” kitabı, dönemin toplumsal yapısını anlamak için okunabilir.
Kitaptan Alıntılar
* “1903 senesi sonbaharında
ve yağmurlu bir gecede Aydın’ın Nazilli kazasına yakın Kuyucak köyünü eşkıyalar
bastılar ve bir karı kocayı öldürdüler.” (Sayfa 7 / Romanın ilk cümlesi)
* "Ağlayamayacak kadar
çok ıstırap çektiği, şiddetli bir buhran geçirmek üzere olduğu görülüyordu.”
(Sayfa 23)
* "Hürriyet ilanının,
İtalyan, Balkan harplerinin tesirleri buraya muayyen bir müddet geçtikten sonra
gelmiş, askerler sessizce gidip,
ölmeyenler ise yine sessizce dönmüşlerdi." (Sayfa 153)
* "Nasıl olup da bu
kadar sakin kaldığına kendisi de hayret ediyordu. Bugün öğrendiği şeylerin onda
birinin onu çıldırtmaya kâfi gelmesi lazımdı. Hâlbuki Yusuf kendine, biraz
güçlükle de olsa hâkim oluyor ve kafasını çıldırtırcasına çareler düşünüyordu.
* "İçindeki bütün
yıkıntılara, bütün kederlere rağmen başını yere eğmek istemiyordu. Matemini
ortaya vurmadan tek başına yüklenecek ve yeni bir hayata doğru yürüyecekti."
(Sayfa 215 / Romanın son cümlesi)
* Değerlendirmem *
*
Dış Değerlendirmeler *
-1000
kitap’ ta değerlendirme notu; 8.5 /10 (3.810 okur).
-Goodread’deki
değerlendirme notu; 4.2 / 5 (8.258 okur).
😊 İyi okumalar. 😊
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder